Ehl-i sünnet ve’l-cemaat, sünnet ve cemaat ehli demektir.
Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuş:
“Ümmetim yetmiş üç fırkaya ayrılacak, bunların içinden sadece bir fırkası kurtulacak, diğerleri Cehenneme gidecektir.”
Bunun üzerine Ashab sormuş:
“Yâ Resûlâllah, o kurtulan fırka hangi fırka olacaktır?”
Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle cevap vermiş:
“Benim ve Ashâbımın gittiği yolda gidenler.”
(Tirmizi, İman, 18; İbnu Mace, Fiten, 17)
“Benim” ifadesi Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)’in sünnetini, Sahâbe ise cemaati temsil etmektedir.
Yani Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)’in sünnetine tâbi olanlara ehl-i sünnet; onun sahâbîlerini âdil kabul ederek onların din hususundaki metodunu takip edenlere de ehl-i cemaat, ikisine birlikte “ehl-i sünnet ve’l-cemaat” denilmiştir. Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz’in zamanındaki Sahâbenin inancı cemaat inancıdır. “Ehl-i sünnet ve’l-cemaat” buradan gelmiştir.
Allah Teâla (Celle Celâlühü) Bakara suresinde şöyle buyuruyor:
Eğer onlar böyle sizin iman ettiğiniz gibi iman ederlerse, gerçekten doğru yolu bulmuş olurlar; yüz çevirirlerse onlar elbette derin bir ayrılığa düşmüş olurlar. Allah, onlara karşı seni koruyacaktır. O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.
(el-Bakara, 137)
Buradaki “sizin iman ettiğiniz gibi” ifadesi Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) ve Sahâbesi kastedilmektedir. Yani “ehl-i sünnet ve’l-cemaat” yolunda olanların doğru yolu bulmuş olduğu belirtilmektedir.
Yine Kur’ân-ı Kerîm’de:
“…Peygamber size ne verdiyse onu alın, neyi de size yasak ettiyse ondan vazgeçin…”
HAŞR SÛRESİ (59/7)
“Andolsun, Allah’ın Resûlünde sizin için; Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı uman, Allah’ı çok zikreden kimseler için güzel bir örnek vardır.”
AHZÂB SÛRESİ (33/21)
meallerindeki âyetlerde buyrulduğu gibi, Allah Teâlâ (Celle Celâlühü), hayatın bütün dallarında, Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)’in sünnetine uymayı emretmiştir. Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’ın sünnetine uymak, İslâmiyet’i daha doğru anlamanın ve daha doğru yaşamanın yegâne yoludur.
Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
“Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.”
(Muvatta’, Kader, 3.)