İsrâ Sûresi, 1. ayette Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:
Kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu (Muhammed’i) bir gece Mescid-i Haram’dan çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa’ya götüren Allah’ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.
İsrâ Sûresi, 1.ayet (Kuran-ı Mecid ve Tefsirli Meâl’i Alisi):
(Bir mekânda bulunmaktan ve yüce Zât’ına yakışmayacak her türlü acziyet vasfından takdis, arılık ve) tenzîh O Zât’a ki; bir gece(nin az bir ânında, Muhammed) kulunu Mescid-i Harâm’dan (alıp), (Mûsâ (Aleyhisselâm)`dan beri vahyin iniş merkezi ve tüm peygamberlerin mabedi olması hasebiyle dînî açıdan, ırmaklar ve ağaçlarla çevrili olması itibarıyla da dünyalık bakımdan) etrafını bereketli kıldığımız o Mescid-i Aksâ’ya götürmüştür. Tâ ki ona (bir aylık yola bir gecede ulaşma, Beyt-i Mukaddesi ziyâret, bütün peygamberleri diri olarak görme, yedi kat semâda onların makamlarına uğrama ve Cemâlimizi müşâhede etme gibi) bazı âyetlerimizi gösterelim diye! Şüphesiz ki O, (tüm sözleri, özellikle Rasûlûllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)`in dualarını ve müşriklerin mi’râc dönüşü ona neler dediklerini hakkıyla işiten) Semî’ de, (bütün işleri, bâhusus Rasûlûllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)`in mi’râca mazhar kılınmasına vesîle olacak kıymetli amellerini tam manasıyla gören) Basîr de ancak O’dur!
Enes (Radıyallâhu Anh)’ın rivayet ettiği hadîs-i şerîfte Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
“Receb’de bir gece vardır ki onda amel edene, yüz senelik haseneler yazılır. O, recebin bitmesine üç (gece) kaladır. Her kim o gecede on iki rekât kılar, her rekâtta bir Fâtiha ve Kur’ân’dan bir sûre okur, her iki rekâtta (oturup) teşehhüt(“et-Tehiyyât”, “Salli-Barik” ve “Rabbenâ” duaları) okur ve sonlarında selam verirse, sonra(12 rekat bittikten sonra) yüz kere:
Subhânallâhi velhamdülillâhi ve lâ ilâhe illallâhu vallâhu ekberdeyip, yüz kere de istiğfarda bulunur(Estağfirullâh derse),
sonra da Nebî (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)e yüz defa salât okursa(Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihi ve sahbihi ve sellim derse);
bu kişi dünyadan yâhut âhiretten dilediği herhangi bir hususta kendisi hakkında duâda bulunursa, bir de sabah oruca niyet ederse, bir mâsiyet (günah) ile alâkalı dua yapmış olmadıkça, gerçekten Allâh-u Te‛âlâ onun bütün dualarını kabul eder.”
Beyhakî, Fedâilü’l-Evkât, No:12, sh:97; Şu‛abu’l-Îmân, No:3531, 5/346; Ebu’l-Kâsım İbni Asâkir, el-Emâlî, Fadl-u Receb, sh:6; İbnü Hacer, Tebyînü’l-Aceb, sh:59; Süyûtî, Cem‛u’l-Cevâmi‛, ed-
Dürrü’l-Mensûr, 4/186, 1/591; Ali el-Müttakî, Kenzü’l-Ummâl, No:35170, 12/312-313
Miraç Gecesi Namazı Nasıl Kılınır?
Receb ayının 27. gecesi mübarek Mi‘râc Gecesi’nde on iki rekât nafile namaz kılınması iyi görülmüştür. Her rekâtında Fatiha ile başka bir sûre okuyarak, iki rekâtta bir selâm verilmeli. Niyet kalben yapılır. “Niyet ettim Allah rızası için Miraç Gecesi namazı kılmaya” da denilebilir. Diğer rekâtlara başlarken tekrar niyet etmeye gerek yoktur, “Allahu Ekber” diyerek namaza başlanır.
12 Rekât Miraç Gecesi Namazı
Her rekatta bir Fatiha ve Kur’an’dan bir sure
İki rekatta bir selam verilir.
Namaz bittikten sonra;
100 kere
Subhânallâhi velhamdülillâhi ve lâ ilâhe illallâhu vallâhu ekber
100 kere
Estağfirullâh
100 kere
Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihi ve sahbihi ve sellim
denir. Ardından duaya geçilir.
Miraç Gecesi Oruç Tutulur Mu?
Mi‘râc Gecesi’nin gündüzünde oruç tutulur. Bu durumda günahla ilgili olmaksızın yapılacak her duanın kabulü Allah’tan umulur.
Selmân-ı Fârisî (Radıyallâhu Anh)’dan rivayet edilen bir hadîs-i şerîfte Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
“Receb’de bir gün ve bir gece vardır ki, o günü oruçlu geçirip, gecesini ibadette kâim olan kişi, zaman olarak yüz seneyi oruç, yüz seneyi de (gece ibadeti ve) kıyamla geçirmiş gibi olur. O gün, recebin bitmesine üç gün kaladır. Muhammed (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) de o gün (peygamber olarak) gönderilmiştir.”
Beyhakî, Fedâilü’l-Evkât, no:11, sh:95-96; Şu‛abu’l-Îmân, No:3530, 5/345; İbnü Asâkir, el-Emâlî, Fadl-u Receb, sh:6; Geylânî, el-Ğunye, 1/332; İbnü Hacer, Tebyînü’l-Aceb, sh:58; Deylemî, Müsnedü’l-Firdevs, No:4381, 3/142; Süyûtî, Cem‛u’l-Cevâmi‛, 1/591; ed-Dürrü’l-Mensûr, 4-186; Ali el-Müttakî, Kenzü’l-Ummâl, No:35269, 12/312
Tüm bu bilgiler ışığında Mi‘râc Gecesi’ni namaz, dua ve zikir ile ihya etmeli, gecenin peşinden gelen gündüzü da oruç tutarak geçirilmelidir.