Allah Tarafından İnsanların Yeniden Diriltilmesi Nasıl Olacak?

Yeniden Diriliş Nasıl Olacak?

Kur’ân’da birçok ayet-i kerimede yeniden dirilişten bahsedilmektedir. İsrâfil’in sûra birinci üflemesiyle bütün kâinât yok olacaktır. Allah Teâlâ’nın gökyüzünden yağdıracağı hayat suyunun ardından İsrâfil sûra ikinci defa üfleyecek ve bütün insanlar, kuyruk sokumundaki küçücük bir kemikten (acbü’z-zeneb), bitkiler gibi yeniden diriltileceklerdir.

Sûra üfürülür. Bir de bakarsın, kabirlerden çıkmış, Rablerine doğru akın akın gitmektedirler. Şöyle derler: “Vay başımıza gelene! Kim bizi diriltip mezarımızdan çıkardı? Bu, Rahman’ın vaad ettiği şeydir. Peygamberler doğru söylemişler.” Sadece korkunç bir ses olur. Bir de bakarsın, hepsi birden toplanıp huzurumuza çıkarılmışlardır.

(YÂSÎN SÛRESİ, 51,52,53)

İnsan, bizim, kendisini az bir sudan (meniden) yarattığımızı görmedi mi ki, kalkmış apaçık bir düşman kesilmiştir. Bir de kendi yaratılışını unutarak bize bir örnek getirdi. Dedi ki: “Çürümüşlerken kemikleri kim diriltecek?” De ki: “Onları ilk defa var eden diriltecektir. O, her yaratılmışı hakkıyla bilendir.” O, sizin için yeşil ağaçtan ateş yaratandır. Şimdi siz ondan yakıp duruyorsunuz. Gökleri ve yeri yaratan Allah’ın, onların benzerini yaratmaya gücü yetmez mi? Evet yeter. O, hakkıyla yaratandır, hakkıyla bilendir. Bir şeyi dilediği zaman, O’nun emri o şeye ancak “Ol!” demektir. O da hemen oluverir. Her şeyin hükümranlığı elinde olan Allah’ın şanı yücedir! Siz yalnız O’na döndürüleceksiniz.

(YÂSÎN SÛRESİ, 77,78,79,80,81,82,83)

Ölü toprak yağmur ile nasıl dirilip yeşeriyorsa, insanların da bu şekilde dirileceğine dair Allah Teâlâ haber vermiştir;

O, gökten bir ölçüye göre yağmur indirendir. Biz onunla ölü araziyi canlandırdık. İşte siz de, böyle diriltileceksiniz.

(ZUHRUF SÛRESİ, 11)

Allah, rüzgârları gönderendir. Onlar da bulutları hareket ettirir. Biz de bulutları ölü bir toprağa sürer ve onunla ölümünden sonra yeryüzünü diriltiriz. İşte ölümden sonra diriliş de böyledir.

(FÂTIR SÛRESİ, 9)

Bir başka âyette ise ölümden sonra dirilişi merak eden kimsenin mü’min biri olduğu anlaşılıyor. Bu konuda Üzeyr, Yeremya veya Hıdır isimleri zikredilir. Burada vurgulanan şey, Allah’ın diriltici kudretinin etkinliğini görmek, O’nun ölümden sonra dirilişi mutlaka gerçekleştireceğine inanmaktır;

Yahut altı üstüne gelmiş (ıpıssız duran) bir şehre uğrayan kimseyi görmedin mi? O, “Allah, burayı ölümünden sonra nasıl diriltecek (acaba)?” demişti. Bunun üzerine, Allah onu öldürüp yüzyıl ölü bıraktı, sonra diriltti ve ona sordu: “Ne kadar (ölü) kaldın?” O, “Bir gün veya bir günden daha az kaldım” diye cevap verdi. Allah, şöyle dedi: “Hayır, yüz sene kaldın. Böyle iken yiyeceğine ve içeceğine bak, henüz bozulmamış. Bir de eşeğine bak! (Böyle yapmamız) seni insanlara ibret belgesi kılmamız içindir. (Eşeğin) kemikler(in)e de bak, nasıl onları bir araya getiriyor, sonra onlara nasıl et giydiriyoruz?” Kendisine bütün bunlar apaçık belli olunca, şöyle dedi: “Şimdi, biliyorum ki; şüphesiz Allah’ın gücü her şeye hakkıyla yeter.”

(BAKARA SÛRESİ, 259)

İnsan ne zaman ölmüş olursa olsun, kabirlerde geçirdiği süreyi tekrar dirildiğinde çok kısa olarak algılayacak;

Dediler ki: “Biz bir yığın kemik, bir yığın ufantı olduğumuz zaman mı yeniden bir yaratılışla diriltilecekmişiz, biz mi?” De ki: “(şüphe mi var?) İster taş olun ister demir!” “Yahut aklınızca, diriltilmesi daha da imkânsız olan başka bir varlık olun, (yine de diriltileceksiniz.)” Diyecekler ki: “Peki bizi hayata tekrar kim döndürecek?” De ki: “Sizi ilk defa yaratan.” Bunun üzerine başlarını sana (alaylı bir tarzda) sallayacaklar ve “Ne zamanmış o?” diyecekler. De ki: “Yakın olsa gerek!” Allah’ın sizi (kabirlerinizden) çağıracağı, sizin de O’na hamd ederek emrine hemen uyacağınız ve (kabirlerinizde) pek az kaldığınızı sanacağınız günü hatırla!

(İSRÂ SÛRESİ, 49,50,51,52)

Hz. İbrahim, göklerin ve yerin ruhlar ve melekler âlemi, sırlarını görmüş bir peygamber olarak, ölülerin nasıl diriltildiğini de görmek ister ve bunun için Allah’a dua eder. Bu dua üzerine Cenab-ı Hak O’na dört kuş alıp bunları kendisine alıştırmasını, sonra her birini bir dağa bırakıp ardından çağırmasını söyler:

Hani bir zaman İbrâhîm: “Ey Rabbim! (İmanımın, ilimden ayâna yükselmesi için) bana göster ki, ölüleri nasıl dirilteceksin?” demişti. O (Allâh-u Te`âlâ da ona): “Yoksa sen (Benim yeniden diriltmeye Kâdir olduğuma) inanmadın mı?” buyurmuştu. O da: “Evet! (İnandım) velâkin (gözümle de görerek) kalbim iyice yatışsın diye (bu istekte bulundum)!” demişti. (Bunun üzerine) O (Allâh-u Te`âlâ, diriltme mûcizesini göstermek üzere ona): “Öyleyse (tavus, horoz, karga ve güvercin olmak üzere) kuşlardan dördünü (eline) al ve (şekillerini iyice tanıyıp zihninde tutabilmen için) onları kendine (doğru evirip) çevir (ki, diriltilmelerinin ardından karıştırıp da: ‘Bu başka, o başka!’ demeyesin). Sonra (onları parça parça yapıp) her bir dağ üzerine onlardan bir parça koy. Daha sonra da onları çağır ki, (bak nasıl) sana koşarak gelecekler! (Şunu da iyi) bilesin ki; şüphesiz Allâh (istediğini yapmaktan engellenemeyen bir) Azîz’dir; (hiçbir işi yersiz olmayıp, her yaptığını üstün hikmetlere mebnî olarak yerli yerince yapan bir) Hakîm’dir.” buyurmuştu.

(BAKARA SÛRESİ, 260)

Peygamber Efendimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuş;

“Kuyruk sokumu (acbü’z-zeneb) dışında insanın bütün bedeni çürüyüp yok olur. Yeniden yaratılma işi kuyruk sokumundan başlar. Sonra Allah Teâlâ gökten bir su indirir, herkes bitkiler gibi yeniden canlanır.”

(Buhârî, Tefsîru sûre (39), 3, (78), 1; Müslim, Fiten 28)

Bir başka hadiste ise;

“İnsan acbü’z-zenebden yaratılmıştır; tekrar ondan diriltilip hayat bulacaktır.”

(Müslim, Fiten 142)

acbüzzeneb

Rahmet rüzgârları gibi Peygamberler de ilâhî rahmetin müjdeleyicileridir. Tebliğine memur oldukları semavî kitaplar yağmur yüklü bulutlar gibi kalplerin can suyudur. Toprak gibi insanların da iyisi, kötüsü vardır. İyiler verimli toprak gibi, topluma yararlı olurlar. Kötüler ise çorak toprağa benzerler. Topluma faydaları dokunmaz;

O, rüzgârları rahmetinin önünde müjde olarak gönderendir. Nihayet rüzgârlar ağır bulutları yüklendiği
vakit, onları ölü bir belde(yi diriltmek) için sevk ederiz de oraya suyu indiririz. Derken onunla türlü türlü meyveleri çıkarırız. İşte ölüleri de öyle çıkaracağız. Ola ki ibretle düşünürsünüz. (Toprağı) iyi ve elverişli beldenin bitkisi, Rabbinin izniyle bol ve bereketli çıkar. (Toprağı) kötü ve elverişsiz olandan ise, faydasız bitkiden başkası çıkmaz. Şükredecek bir toplum için biz âyetleri işte böyle değişik biçimlerde açıklıyoruz.

(A’RÂF SÛRESİ, 57,58)

Allah, diriyi ölüden çıkarır, ölüyü de diriden çıkarır. Ölümünden sonra yeryüzünü diriltir. Siz de (mezarlarınızdan) işte böyle çıkarılacaksınız.

(RÛM SÛRESİ, 19)

Allah’ın rahmetinin eserlerine bak! Yeryüzünü ölümünden sonra nasıl diriltiyor. Şüphe yok ki O, ölüleri de elbette diriltecektir. O, herşeye hakkıyla gücü yetendir.

(RÛM SÛRESİ, 50)

Kıyametin kopacağı gün suçlular, (dünyada) bir andan fazla kalmadıklarına yemin ederler. Onlar (dünyada haktan) işte böyle döndürülüyorlardı. Kendilerine ilim ve iman verilmiş olanlar ise onlara şöyle diyeceklerdir: “Andolsun, siz, Allah’ın yazısına göre, yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bu yeniden dirilme günüdür. Fakat siz bilmiyordunuz.” O gün zulmedenlere mazeretleri fayda sağlamaz, Allah’ı razı edecek amelleri işleme istekleri de kabul edilmez. Andolsun, biz bu Kur’an’da insanlara her türlü misali verdik. Andolsun, eğer sen onlara bir âyet getirsen, inkâr edenler mutlaka, “Siz ancak asılsız şeyler uyduranlarsınız” derler. Allah, bilmeyenlerin kalplerini işte böyle mühürler. Sabret. Şüphesiz, Allah’ın va’di gerçektir. Kesin imana sahip olmayanlar sakın seni gevşekliğe (ve tedirginliğe) sürüklemesinler.

(RÛM SÛRESİ, 55,56,57,58,59,60)

Ey insanlar! Ölümden sonra diriliş konusunda herhangi bir şüphe içindeyseniz (düşünün ki) hiç şüphesiz biz sizi topraktan, sonra az bir sudan (meniden), sonra bir “alaka”dan, sonra da yaratılışı belli belirsiz bir “mudga”dan yarattık ki size (kudretimizi) apaçık anlatalım. Dilediğimizi belli bir süreye kadar rahimlerde durduruyoruz. Sonra sizi bir çocuk olarak çıkarıyor, sonra da (akıl, temyiz ve kuvvette) tam gücünüze ulaşmanız için (sizi kemale erdiriyoruz.) İçinizden ölenler olur. Yine içinizden bir kısmı da ömrün en düşkün çağına ulaştırılır ki, bilirken hiçbir şey bilmez hâle gelsin. Yeryüzünü de ölü, kupkuru görürsün. Biz, onun üzerine yağmur indirdiğimiz zaman kıpırdar, kabarır ve her türden iç açıcı çift çift bitkiler bitirir. Bu böyle. Çünkü Allah, hakkın ta kendisidir. Şüphesiz O, ölüleri diriltir ve O, her şeye hakkıyla kadirdir. Çünkü kıyamet muhakkak gelecektir. Onda hiçbir şüphe yoktur ve şüphesiz Allah, kabirlerdeki kimseleri diriltecektir.

(HAC SÛRESİ, 5,6,7)

Ayette geçen “Alaka”, erkeğin spermiyle döllenmiş dişi yumurtadan bir hafta zarfında oluşan hücre topluluğunun rahim cidarına asılıp gömülmüş şekli demektir. “Mudga” ise, ceninin, üzerinde diş izlerini andıran şekiller taşıyan, henüz uzuvları oluşmamış şekli demektir.

“Bir daha diriltilecek değiliz” diyenler, kıyamet gelip çatınca “Hayatta yaptığımız kusurlardan ötürü vay hâlimize!” diyecekler;

Derler ki: “Hayat ancak dünya hayatımızdır. Artık biz bir daha diriltilecek de değiliz.” Rab’lerinin huzurunda durduruldukları vakit (hâllerini) bir görsen! (Allah) diyecek ki: “Nasıl, şu (dirilmek) gerçek değil miymiş?” Onlar, “Evet, Rabbimize andolsun ki, gerçekmiş” diyecekler. (Allah), “Öyleyse inkâr etmekte olduğunuzdan dolayı tadın azabı!” diyecek. Allah’ın huzuruna çıkmayı yalanlayanlar gerçekten ziyana uğramıştır. Nihayet onlara ansızın o saat (kıyamet) gelip çatınca, bütün günahlarını sırtlarına yüklenerek, “Hayatta yaptığımız kusurlardan ötürü vay hâlimize!” diyecekler. Dikkat edin, yüklendikleri günah yükü ne kötüdür! Dünya hayatı ancak bir oyun ve bir eğlencedir. Elbette ki ahiret yurdu Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için daha hayırlıdır. Hâlâ akıllanmayacak mısınız?

(EN’ÂM SÛRESİ, 29,30,31,32)

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.