Hz. Enes (Radıyallahu Anh) anlatıyor:
“Resûlullah Aleyhissalâtu Vesselâm buyurdular ki:
“Kim kırk gün, iftitah tekbirini kaçırmadan cemaatle namaz kılarsa, kendisine iki beraat yazılır; ateşten beraat, nifaktan beraat.”¹
Kim 40 gün sabah, öğle, ikindi, akşam ve yatsı namazlarını cemaatle kılarsa ve ilk tekbire yetişirse o kimseye Allah tarafından iki kurtuluş yazılır; biri ateşten, diğeri münafıklıktan kurtuluş.
Ebû Saîd el-Hudrî (Radıyallahu Anh) anlatıyor:
Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Mescidlere devam etmeyi alışkanlık haline getiren bir adamı gördüğünüz zaman, onun gerçek mü’min olduğuna şahitlik ediniz.”²
Mescidlere devamlı gitmeyi alışkanlık haline getirmek, beş vakit namazı cemaatle kılmak gerekir.
İbni Ömer Radıyallahu Anhümâ anlatıyor:
Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Cemaatle kılınan namaz, tek başına kılınan namazdan yirmi yedi derece daha faziletlidir.”³
Hz. Ebû Hüreyre (Radıyallahu Anh) anlatıyor:
Resûlullah Aleyhissalâtu Vesselâm buyurdular ki:
“Kişinin cemaatle kıldığı namazın sevabı evinde veya çarşıda(iş yerinde) kıldığı namazından 25 kat fazladır.⁴”
Cemaatle kılınan namaz ile yalnız kılınan namaz arasındaki derece farkı; mescidin yakınlığına ve uzaklığına göre, cemaatin mescitte veya mescit dışında bir yerde yapılmasına göre, namazı bekleyenle beklemeyen arasındaki farka göre değişmektedir. Sabah ve yatsı namazlarının fazileti ve sevabı ise diğer namazlara göre daha çoktur.
Aradaki derece farkı bir başka hadiste daha detaylı bir şekilde açıklanmıştır:
Hz. Ebû Hüreyre (Radıyallahu Anh) anlatıyor:
Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Bir kimsenin câmide cemaatle kıldığı namaz, iş yerinde ve evinde kıldığı namazdan yirmi küsur derece daha sevaptır. Şöyle ki; bir kişi güzelce abdest alır, sonra başka hiçbir maksatla değil, sadece namaz kılmak üzere câmiye gelirse, câmiye girinceye kadar attığı her adım sebebiyle bir derece yükseltilir ve bir günahı bağışlanır. Câmiye girince de, namaz kılmak için orada durduğu sürece, tıpkı namaz kılıyormuş gibi sevap kazanır. Biriniz namaz kıldığı yerden ayrılmadığı, kimseye eziyet etmediği ve abdestini bozmadığı müddetçe melekler:
Allahım! Ona merhamet et!
Allahım! Onu bağışla!
Allahım! Onun tövbesini kabul et!
diye ona dua ederler.⁵”
Kaynaklar:
1: Tirmizi, Salat 178, (241)
2: Tirmizî, Îman 8, Tefsîru sûre(9). Ayrıca bk. İbni Mâce, Mesâcid 19
3: Buhârî, Ezân 30; Müslim, Mesâcid 249. Ayrıca bk. Nesâî, İmâmet 42; İbni Mâce, Mesâcid 16
4: Buhârî, Ezân 30, Müslim, Salât 272; Ebû Dâvud, Salât 49
5: Buhârî, Salât 87, Ezân 30, Büyû` 49; Müslim, Tahâret 12, Mesâcid 272. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Salât 48; İbni Mâce, Tahâret 6, Mesâcid 14