Kıyamet Günü Ailemizi Bile Hatırlamayacağımız Üç Yer

Kimsenin Kimseyi Hatırlamayacağı Üç Yer

Hz. Âişe (Radıyallâhu Te‘âlâ Anhâ) vâlidemiz, Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)’e “Kıyamet günü ailenizi hatırlayacak mısınız?” sorusu üzerine Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) üç yerde kimse kimseyi hatırlamaz yanıtını verir ve o üç yerin nereler olduğunu açıklar.

Hz. Aişe (Radıyallâhu Te‘âlâ Anhâ) anlatıyor:

“Ateşi hatırlayıp ağladım, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm:

“Niye ağlıyorsun?” diye sordu.

“Cehennemi hatırladım da onun için ağladım! Siz, Kıyamet günü, ailenizi hatırlayacak mısınız?” dedim.

“Üç yerde kimse kimseyi hatırlamaz:

  • Mizan yanında; tartısı ağır mı geldi hafif mi öğreninceye kadar;
  • Sahifelerin uçuştuğu zaman; kendi defteri nereye düşecek, öğreninceye kadar: Sağına mı soluna mı; yoksa arkasına mı?
  • Sırat’ın yanında; cehennemin iki yakası ortasına kurulunca; bunu geçinceye kadar.”
  • Ebu Davud, Sünen 28, (4755)

    Defterin sağdan verilmesi müjde, soldan ve arkadan verilmesi ise azap işaretidir.

    Bu hakikat Kur’an-ı Kerim’de şöyle zikredilir:

    Kitap ortaya konur. Suçluları, kitabın içindekilerden korkuya kapılmış görürsün. “Eyvah bize! Bu nasıl
    bir kitaptır ki küçük, büyük hiçbir şey bırakmadan hepsini sayıp dökmüş!” derler. Onlar bütün yaptıklarını karşılarında bulurlar. Senin Rabbin hiç kimseye zulmetmez.

    (Kehf Sûresi, 43)

    “O gün biz onların ağızlarını mühürleriz. Elleri bize konuşur, ayakları da kazandıklarına şahitlik eder.”

    (Yâsîn Sûresi, 65)

    Sûr’a bir defa üfürülünce, yeryüzü ve dağlar kaldırılıp birbirine bir çarptırılınca, işte o gün olacak olmuş (kıyamet kopmuş)tur.
    Gök de yarılmış ve artık o gün o da çökmeye yüz tutmuştur.
    Melekler onun kıyılarındadır. O gün Rabbinin Arş’ını, bunların da üstünde sekiz taşıyıcı taşır.
    O gün (hesap için Allah’a) arz olunursunuz. Hiçbir sırrınız gizli kalmaz.
    İşte o vakit, kitabı kendisine sağından verilen kimse der ki: “Gelin, kitabımı okuyun!”
    “Çünkü ben, hesabımla karşılaşacağımı zaten biliyordum.”
    Artk o, hoşnut bir hayat içindedir.
    Yüksek bir cennettedir.
    Onun meyveleri sarkar (kolaylıkla devşirilebilir).
    (Onlara şöyle denir:) “Geçmiş günlerde yaptıklarınıza karşılık, afiyetle yiyin, için.
    Kitabı kendisine sol tarafından verilen ise şöyle der:
    “Keşke kitabım bana verilmeseydi.”
    “Hesabımın ne olduğunu da bilmeseydim.”
    “Keşke ölüm her şeyi bitirseydi.”
    “Malım bana hiçbir yarar sağlamadı.”
    “Saltanatım da yok olup gitti.”
    (Allah, şöyle der:) “Onu yakalayıp bağlayın.”
    “Sonra onu cehenneme atın.”

    (Hâkka Sûresi, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31)

    Bir cevap yazın

    E-posta hesabınız yayımlanmayacak.