Mü’minûn Sûresi 1-118 Ayet Tefsiri – İhsan Şenocak

Kur'an-ı Kerim Mü'minûn Sûresi Tefsiri İhsan Şenocak

Mü’minûn Sûresi 1-118 Ayet Muhtasar Tefsiri – İhsan Şenocak

Kardeşlerim, Mü’minûn Sûresi’ndeyiz. Sûre, Mekke-i Mükerreme’de nazil oluyor. Allah Azze ve Celle, bu sûrede ilk dokuz ayetinde Müslümanların usliyetini, özelliğini bize anlatıyor. Hac Sûresi namaz çağrısı ile bitmiş, Allah Teâlâ namaz kılın, zekât verin buyurdu. Şimdi, müminlerin namazla kurtulacaklarını haber veriyor.

Namazı olan, namazda huşusu olan bir kul hayata bambaşka bakacak, yeni bir insan olacak. Nasıl yeni bir insan oluruz işte sûre bize bunu anlatacak. Yani bir abıhayat alacak, abıhayat içecek, onunla yepyeni bir insan olacaksınız.

Dr. İhsan Şenocak Hoca Efendi

Mü’minûn Sûresi 1-17 Ayet Muhtasar Tefsiri

__

Mü’minûn Sûresi 17-89 Ayet Muhtasar Tefsiri

__

Mü’minûn Sûresi 89-118 Ayet Muhtasar Tefsiri

__

Kaynak:
Kur’an-ı Kerim’in Gölgesinde Ramazan-ı Şerif – İhsan ŞENOCAK (13) (14 Nisan 2022)
Kur’an-ı Kerim’in Gölgesinde Ramazan-ı Şerif – İhsan ŞENOCAK (14) (15 Nisan 2022)
Kur’an-ı Kerim’in Gölgesinde Ramazan-ı Şerif – İhsan ŞENOCAK (15) (16 Nisan 2022)
Youtube Resmi Kanal: İhsan Şenocak
Müminûn Sûresi tefsiri

Miraç Gecesi Namazı Nasıl Kılınır, Oruç Tutulur Mu?

Mi‘râc Gecesi Namazı & Orucu

İsrâ Sûresi, 1. ayette Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

Kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu (Muhammed’i) bir gece Mescid-i Haram’dan çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa’ya götüren Allah’ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.

İsrâ Sûresi, 1.ayet (Kuran-ı Mecid ve Tefsirli Meâl’i Alisi):

(Bir mekânda bulunmaktan ve yüce Zât’ına yakışmayacak her türlü acziyet vasfından takdis, arılık ve) tenzîh O Zât’a ki; bir gece(nin az bir ânında, Muhammed) kulunu Mescid-i Harâm’dan (alıp), (Mûsâ (Aleyhisselâm)`dan beri vahyin iniş merkezi ve tüm peygamberlerin mabedi olması hasebiyle dînî açıdan, ırmaklar ve ağaçlarla çevrili olması itibarıyla da dünyalık bakımdan) etrafını bereketli kıldığımız o Mescid-i Aksâ’ya götürmüştür. Tâ ki ona (bir aylık yola bir gecede ulaşma, Beyt-i Mukaddesi ziyâret, bütün peygamberleri diri olarak görme, yedi kat semâda onların makamlarına uğrama ve Cemâlimizi müşâhede etme gibi) bazı âyetlerimizi gösterelim diye! Şüphesiz ki O, (tüm sözleri, özellikle Rasûlûllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)`in dualarını ve müşriklerin mi’râc dönüşü ona neler dediklerini hakkıyla işiten) Semî’ de, (bütün işleri, bâhusus Rasûlûllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)`in mi’râca mazhar kılınmasına vesîle olacak kıymetli amellerini tam manasıyla gören) Basîr de ancak O’dur!

Enes (Radıyallâhu Anh)’ın rivayet ettiği hadîs-i şerîfte Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

“Receb’de bir gece vardır ki onda amel edene, yüz senelik haseneler yazılır. O, recebin bitmesine üç (gece) kaladır. Her kim o gecede on iki rekât kılar, her rekâtta bir Fâtiha ve Kur’ân’dan bir sûre okur, her iki rekâtta (oturup) teşehhüt(“et-Tehiyyât”, “Salli-Barik” ve “Rabbenâ” duaları) okur ve sonlarında selam verirse, sonra(12 rekat bittikten sonra) yüz kere:

Miraç Gecesi Namazı
Subhânallâhi velhamdülillâhi ve lâ ilâhe illallâhu vallâhu ekber

deyip, yüz kere de istiğfarda bulunur(Estağfirullâh derse),

sonra da Nebî (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)e yüz defa salât okursa(Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihi ve sahbihi ve sellim derse);

bu kişi dünyadan yâhut âhiretten dilediği herhangi bir hususta kendisi hakkında duâda bulunursa, bir de sabah oruca niyet ederse, bir mâsiyet (günah) ile alâkalı dua yapmış olmadıkça, gerçekten Allâh-u Te‛âlâ onun bütün dualarını kabul eder.”

Beyhakî, Fedâilü’l-Evkât, No:12, sh:97; Şu‛abu’l-Îmân, No:3531, 5/346; Ebu’l-Kâsım İbni Asâkir, el-Emâlî, Fadl-u Receb, sh:6; İbnü Hacer, Tebyînü’l-Aceb, sh:59; Süyûtî, Cem‛u’l-Cevâmi‛, ed-
Dürrü’l-Mensûr, 4/186, 1/591; Ali el-Müttakî, Kenzü’l-Ummâl, No:35170, 12/312-313

Miraç Gecesi Namazı Nasıl Kılınır?
Receb ayının 27. gecesi mübarek Mi‘râc Gecesi’nde on iki rekât nafile namaz kılınması iyi görülmüştür. Her rekâtında Fatiha ile başka bir sûre okuyarak, iki rekâtta bir selâm verilmeli. Niyet kalben yapılır. “Niyet ettim Allah rızası için Miraç Gecesi namazı kılmaya” da denilebilir. Diğer rekâtlara başlarken tekrar niyet etmeye gerek yoktur, “Allahu Ekber” diyerek namaza başlanır.

12 Rekât Miraç Gecesi Namazı
Her rekatta bir Fatiha ve Kur’an’dan bir sure
İki rekatta bir selam verilir.

Namaz bittikten sonra;
100 kere
Subhânallâhi velhamdülillâhi ve lâ ilâhe illallâhu vallâhu ekber

100 kere
Estağfirullâh

100 kere
Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihi ve sahbihi ve sellim

denir. Ardından duaya geçilir.

Miraç Gecesi Oruç Tutulur Mu?
Mi‘râc Gecesi’nin gündüzünde oruç tutulur. Bu durumda günahla ilgili olmaksızın yapılacak her duanın kabulü Allah’tan umulur.

Selmân-ı Fârisî (Radıyallâhu Anh)’dan rivayet edilen bir hadîs-i şerîfte Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

“Receb’de bir gün ve bir gece vardır ki, o günü oruçlu geçirip, gecesini ibadette kâim olan kişi, zaman olarak yüz seneyi oruç, yüz seneyi de (gece ibadeti ve) kıyamla geçirmiş gibi olur. O gün, recebin bitmesine üç gün kaladır. Muhammed (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) de o gün (peygamber olarak) gönderilmiştir.”

Beyhakî, Fedâilü’l-Evkât, no:11, sh:95-96; Şu‛abu’l-Îmân, No:3530, 5/345; İbnü Asâkir, el-Emâlî, Fadl-u Receb, sh:6; Geylânî, el-Ğunye, 1/332; İbnü Hacer, Tebyînü’l-Aceb, sh:58; Deylemî, Müsnedü’l-Firdevs, No:4381, 3/142; Süyûtî, Cem‛u’l-Cevâmi‛, 1/591; ed-Dürrü’l-Mensûr, 4-186; Ali el-Müttakî, Kenzü’l-Ummâl, No:35269, 12/312

Tüm bu bilgiler ışığında Mi‘râc Gecesi’ni namaz, dua ve zikir ile ihya etmeli, gecenin peşinden gelen gündüzü da oruç tutarak geçirilmelidir.

Meryem Sûresi 1-98 Ayet Tefsiri – İhsan Şenocak

Kur'an-ı Kerim Meryem Sûresi Tefsiri İhsan Şenocak

Meryem Sûresi 1-98 Ayet Muhtasar Tefsiri – İhsan Şenocak

Kardeşlerim, Meryem Sûresi’ndeyiz. Kur’an-ı Kerim’de kadın ismi olarak sadece sarahaten Hz. Meryem zikredilir. Başka kadınlardan bahsedilir, fakat isim olarak Meryem Aleyhisselam var, o zikredilir, açık olarak. Sûre, ondan da bahsettiğinden dolayı Meryem Sûresi olarak isimlendirildi.

Mekke-i Mükerreme’de nazil oldu. Sûre’nin umum havasına baktığımız zaman bize Allah Teâlâ’nın kudretini gösteriyor. İmkansızlıklar içerisinde Cenab-ı Hak, nasıl imkanlar var ediyor, aklın idrakin durduğu yer, artık bundan sonra yol bitmiştir, bundan sonra yürüyemeyiz dediğiniz an Cenab-ı Hak nasıl hayalinizin ötesinde kapılar size açıyor, imkanlar ihsan ediyor, Sûre, Meryem Sûresi onu gösteriyor.

Dr. İhsan Şenocak Hoca Efendi

Meryem Sûresi 1-51 Ayet Muhtasar Tefsiri

__

Meryem Sûresi 51-98 Ayet Muhtasar Tefsiri

__

Kaynak:
Kur’an-ı Kerim’in Gölgesinde Ramazan-ı Şerif – İhsan ŞENOCAK (5) (6 Nisan 2022)
Kur’an-ı Kerim’in Gölgesinde Ramazan-ı Şerif – İhsan ŞENOCAK (6) (7 Nisan 2022)
Youtube Resmi Kanal: İhsan Şenocak

Kurban Bayramı Arefesi Oruç Tutmanın Fazileti

Arefe Günü Oruç Tutmanın Fazileti

Arefe, Hicrî takvime göre Zilhicce ayının 9. günüdür. Ülkemizde her ne kadar Ramazan Bayramı’nın bir önceki gününe de Arefe günü denilse de asıl Arefe (Arafat) günü Kurban Bayramı’ndan bir önceki güne denilmektedir.

Zilhiccenin ilk dokuz günü oruç tutmak müstehap kabul edilmiştir.

Efendimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

Salih amellerin Allah’a en ziyade sevgili olduğu günler bu on gündür! Ondaki her bir günün orucu bir yıllık oruca (sevapça) eşittir. Ondaki bir gece kıyamı (ibadetle ihya edilmesi) Kadir Gecesi’nin kıyamına (ihyasına) eşittir.

(Tirmizi, Savm, 52; İbn Mace, Sıyam, 39)

Zilhicce’nin dokuzuncu günü, yani Kurban Bayramı’ndan önceki gün olan Arefe gününün ise dinimizde önemli bir yeri vardır.

Arefe günü tutulan oruç ile ilgili olarak Peygamber Efendimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

Arefe günü tutulan orucun geçmiş ve gelecek birer yıllık günahları bağışlayacağı Allah’tan umulur.

(Müslim, Sıyâm, 196-197)

Arefe günü tutulacak orucun önceki ve sonraki senenin günahlarına kefaret olacağını Allah’tan ümit ediyorum.

[Tirmizî, Savm, 46 (749); İbn Mâce, Sıyâm, 40]

Hz. Peygamberin (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) Zilhicce’nin ilk dokuz gününü oruçla geçirdiği rivayet edildiği için (Ebû Dâvûd, Savm, 62) Zilhicce’nin ilk dokuz gününün, yani kurban bayramından önceki dokuz günün oruçlu geçirilmesi müstehaptır. Zilhicce ayının 10. günü kurban bayramının ilk günüdür. Kurban bayramında da oruç tutulmaz (Buhârî, Savm, 66-67; Ebû Dâvûd, Savm, 48). Ancak imsaktan itibaren bir şey yemeyip o günün ilk yemeğini kurban etinden yemek müstehaptır. Fakat bu, kendi evinde kurban kesebilen insanlar içindir. Zamanımızda çiftliklerde kurban kestiren bazı Müslümanlara, akşama kadar sıra ancak gelmekte, hatta ertesi güne kalmaktadır. Bu durumda söz konusu insanların aç kalıp oruçlu imiş gibi durmaları uygun değildir. Din İşleri Yüksek Kurulu

Arefe Günü Orucu ile ilgili hadisler, arefe günü oruç tutulur mu, Kurban Bayramı Arefesi Orucu, Arefe orucu Zilhicce

Kuran’dan Ayetlerin Türkçe Meâli Türkçe Ayet Oku

Kur’an Ayetleri Türkçe Meâli

«    8.sayfa    »

İnkâr edenlere de ki: “Siz mutlaka yenilgiye uğrayacak ve toplanıp cehenneme doldurulacaksınız. Orası ne fena yataktır!”

— (Âl-i İmrân Sûresi, 12)

De ki: “Ey mülkün sahibi olan Allah’ım! Sen mülkü dilediğine verirsin. Dilediğinden de mülkü çeker alırsın. Dilediğini aziz edersin, dilediğini zelil edersin. Hayır senin elindedir. Şüphesiz sen her şeye hakkıyla gücü yetensin.”

— (Âl-i İmrân Sûresi, 26)

Eğer şükreder ve iman ederseniz, Allah size niye azap etsin ki? Allah, şükrün karşılığını verendir, hakkıyla bilendir.

— (Nisâ Sûresi, 147)

Şüphesiz, biz onu (Kur’an’ı) Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sen ne bileceksin! Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve Ruh (Cebrail) o gecede, Rablerinin izniyle her türlü iş için iner de iner. O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir.

— (Kadr Sûresi, 1,2,3,4,5)

Andolsun zamana ki, insan gerçekten ziyan içindedir. Ancak, iman edip de sâlih ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler, birbirlerine sabrı tavsiye edenler başka (onlar ziyanda değillerdir).

— (Asr Sûresi, 1,2,3)

De ki: “O, Allah’tır, bir tektir.” “Allah Samed’dir. (Her şey O’na muhtaçtır; O, hiçbir şeye muhtaç değildir.)” O’ndan çocuk olmamıştır (Kimsenin babası değildir). Kendisi de doğmamıştır (kimsenin çocuğu değildir).” “Hiçbir şey O’na denk ve benzer değildir.”

— (İhlâs Sûresi, 1,2,3,4)

Hani meleklere, “Âdem için saygı ile eğilin” demiştik de İblis hariç bütün melekler hemen saygı ile eğilmişler, İblis (bundan) kaçınmış, büyüklük taslamış ve kâfirlerden olmuştu.

— (Bakara Sûresi, 34)

Her kim O Rahmân’ı zikretmekten yüz çevirirse, biz onun başına bir şeytan sararız. Artık o, onun ayrılmaz dostudur. Şüphesiz bu şeytanlar onları doğru yoldan saptırırlar. Onlar ise doğru yolda olduklarını sanırlar.

— (Zuhruf Sûresi, 36,37)

Sen dinlerine uymadıkça, ne Yahudiler ve ne de Hıristiyanlar asla senden razı olmazlar. De ki: “Allah’ın yolu asıl doğru yoldur.” Sana gelen ilimden sonra, eğer onların arzu ve keyiflerine uyacak olursan, bilmiş ol ki, Allah’tan sana ne bir dost, ne bir yardımcı vardır.

— (Bakara Sûresi, 120)

De ki: “Yeryüzünde gezin dolaşın da (Peygamberleri) yalanlayanların sonu nasıl olmuş bir görün.”

— (En’âm Sûresi, 11)
«    8.sayfa    »

Kuran’da Şehitlik İle İlgili Ayetler

Kuran’da Şehitlik İle İlgili Ayetler

Âl-i İmrân suresinde şehitlerin ölmediklerini, bilakis diri oldukları beyan edilmektedir.

İbni Abbâs (Radıyallâhu Anhümâ)’dan rivayet edilen bir hadîs-i şerîfte Rasûlûllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

“Uhud’da kardeşleriniz şehit olunca, Allah onların ruhlarını bir takım yeşil kuşların içine yerleştirmiştir ki, böylece onlar cennet nehirlerine uğrayıp oranın meyvelerinden yemişler, sonra Arş’ın gölgesinde asılmış olan altın kandillere dönmüşlerdir. Onlar yiyeceklerinin, içeceklerinin ve kaldıkları yerin güzelliğini görünce: ‘Bizim cennette rızıklandırılan birtakım diriler olduğumuzu bizden taraf onlara kim ulaştırsa ki, cihada karşı soğuk durmasalar ve harp ânında korkup kaçmasalar?’ demişler, Allâh-u Te’âlâ: ‘Sizden taraf Ben onlara bu tebliği yaparım!’ buyurmuş ve bu âyet-i celîleleri inzâl buyurmuştur.”

(Rûhu’l-Furkan Tefsiri, no: 259, 4/344)

Âl-i İmrân suresindeki 169., 170., 171., 172., 173. ve 174. ayetlerin meali şöyledir:

Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanma. Bilakis onlar diridirler, Rableri katında Allah’ın, lütfundan kendilerine verdiği nimetlerin sevincini yaşayarak rızıklandırılmaktadırlar. Arkalarından kendilerine ulaşamayan (henüz şehit olmamış) kimselere de hiçbir korku olmayacağına ve onların üzülmeyeceklerine sevinirler.

(Âl-i İmrân, 3/169,170)

(Şehitler) Allah’ın nimetine, keremine ve Allah’ın, mü’minlerin ecrini zayi etmeyeceğine sevinirler. Onlar yaralandıktan sonra Allah’ın ve Peygamberinin davetine uyan kimselerdir. Onlardan güzel davranıp iyilik edenlere ve Allah’a karşı gelmekten sakınanlara büyük bir mükâfat vardır. Onlar öyle kimselerdir ki, halk kendilerine, “İnsanlar size karşı ordu toplamışlar, onlardan korkun” dediklerinde, bu söz onların imanını artırdı ve “Allah bize yeter, O ne güzel vekildir!” dediler. Bundan dolayı Allah’tan bir nimet ve lütufla kendilerine hiçbir fenalık dokunmadan geri döndüler ve Allah’ın rızasına uydular. Allah, büyük lütuf sahibidir.

(Âl-i İmrân, 3/171,172,173,174)

Ahzâb Suresi’nin 23. ve 24. ayetinde ise savaşa girmiş olup da şehit olan bazı kimselerle henüz şehit olmamış kimselerden söz edilmektedir; “Ben şehit olana kadar kâfirlerle cihat edeceğim” diyerek yapmış olduğu adağını yerine getirenler (ki Hamza ve Mus’ab (Radıyallâhu anhümâ) onlardandır), içlerinden bir kısmı da şehâdet şerefine nâiliyeti beklemektedir (ki, Osman ve Talha (Radıyallâhu anhü mâ) bunlardandır). Allâh’ın sözlerinde sâdık kimseleri sadâkatleri sebebiyle mükâfatlandıracağı açıklanmaktadır.

Ahzâb suresindeki 23. ve 24 ayetlerin meali şöyledir:

Mü’minlerden öyle adamlar vardır ki, Allah’a verdikleri söze sâdık kaldılar. İçlerinden bir kısmı verdikleri sözü yerine getirmiştir (şehit olmuştur). Bir kısmı da (şehit olmayı) beklemektedir. Verdikleri sözü asla değiştirmemişlerdir.

(Ahzâb, 33/23)

Bunun böyle olması Allah’ın, doğruları, doğrulukları sebebiyle mükâfatlandırması, dilerse münafıklara azap etmesi yahut onların tövbesini kabul etmesi içindir. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.

(Ahzâb, 33/24)

Kaynaklar:
Kur’an-ı Kerim Meâli, Diyanet İşleri Başkanlığı
Kuran-ı Mecid ve Tefsirli Meâl’i Alisi, Mahmut Ustaosmanoğlu Efendi Hazretleri

İçerik: Kuran’da şehit ayetleri, Kuranda şehitlik ile ilgili ayetler, Kuranda şehitlik mertebesi, Kuran’da şehit kelimesi geçiyor mu

Kuran’da Ramazan Ayı ve Oruç İle İlgili Ayetler

Kuran’da Ramazan Ayı ve Oruç İle İlgili Ayetler
KURAN’DA RAMAZAN AYI VE ORUÇ İLE İLGİLİ AYETLER

Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı.

(Bakara Sûresi, 2/183)

Oruç, sayılı günlerdedir. Sizden kim hasta, ya da yolculukta olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutar. Oruca gücü yetmeyenler ise bir yoksul doyumu fidye verir.(1) Bununla birlikte, gönülden kim bir iyilik yaparsa (mesela fidyeyi fazla verirse) o kendisi için daha hayırlıdır. Eğer bilirseniz oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır.

(Bakara Sûresi, 2/184)

(O sayılı günler), insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur’an’ın kendisinde indirildiği Ramazan ayıdır. Öyle ise içinizden kim bu aya ulaşırsa, onu oruçla geçirsin. Kim de hasta veya yolcu olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutsun. Allah, size kolaylık diler, zorluk dilemez. Bu da sayıyı tamamlamanız ve hidayete ulaştırmasına karşılık Allah’ı yüceltmeniz ve şükretmeniz içindir.

(Bakara Sûresi, 2/185)

Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helâl kılındı.(2) Onlar, size örtüdürler, siz de onlara örtüsünüz.(3) Allah, (Ramazan gecelerinde hanımlarınıza yaklaşarak) kendinize zulmetmekte olduğunuzu bildi de tövbenizi kabul edip sizi affetti. Artık eşlerinize yaklaşın ve Allah’ın sizin için yazıp takdir etmiş olduğu şeyi arayın. Şafağın aydınlığı gecenin karanlığından ayırt edilinceye (tan yeri ağarıncaya) kadar yiyin, için. Sonra da akşama kadar orucu tam tutun. Bununla birlikte siz mescitlerde itikâta iken eşlerinize yaklaşmayın. Bunlar, Allah’ın koyduğu sınırlardır. Bu sınırlara yaklaşmayın. Allah, kendine karşı gelmekten sakınsınlar diye, âyetlerini insanlara böylece açıklar.

(Bakara Sûresi, 2/187)

Bunlar, tövbe edenler, ibâdet edenler, hamdedenler, oruç tutanlar(4), rükû’ ve secde edenler, iyiliği emredip kötülükten alıkoyanlar ve Allah’ın koyduğu sınırları hakkıyla koruyanlardır. Mü’minleri müjdele.

(Tevbe Sûresi, 9/112)

(1) Ramazan orucu, ergenlik çağına ulaşmış, akıllı her Müslümana farzdır. Hastalık, yolculuk, kadınlara has özel hâller gibi meşru sebeplerle Ramazan ayında oruç tutamayanlar, bu oruçları şartların elverişli olduğu başka zamanlarda kaza ederler. Mazeretsiz olarak oruç tutmayanlar, büyük günah işlemiş olurlar. Aşırı yaşlılar ya da iyileşmez hastalar, bu sebeple oruç tutamazlar ve bu oruçları kaza etmekten de ümit keserlerse, oruçsuz geçirilen her gün için bir fidye verirler. Fidye tıpkı fıtır sadakası gibi, bir fakiri bir gün doyurmak ya da bunun bedelini vermektir.

(2) Tefsir kaynaklarının aktardığına göre, orucun farz kılındığı ilk dönemlerde Müslümanlar, oruç tutacakları zaman sadece güneş batımından yatsı namazını kılıncaya ya da uyuyuncaya kadar yiyip içebiliyorlar; cinsel ilişkide bulunabiliyorlardı. Kısaca imsak, yatsı namazından ya da uykuya dalınmasından itibaren başlardı. Âyette, yatsı namazından ya da uykudan sonra cinsel ilişkinin oruca engel olmadığı vurgulanmaktadır.

(3) Âyetin bu kısmında, güçlü bir anlatım üslubu içinde, karı koca arasındaki ilişkinin tabiatı ortaya konmaktadır. Elbise ve örtü insanı nasıl soğuktan ve sıcaktan korur, kusurlarını örterse; eşler de birbirlerine karşı öyle koruyucu, kollayıcı ve bağlı olacaklardır.

(4) “Oruç tutanlar” şeklinde tercüme edilen “es-Sâihûn” kelimesi, “(Allah yolunda) seyahat edenler” şeklinde de tercüme edilebilir.

Kaynaklar:
Kur’an-ı Kerim Meâli, Diyanet İşleri Başkanlığı

Kuran’da Faiz İle İlgili Ayetler

Kuran’da Faiz İle İlgili Ayetler

Kur’ân-ı Kerim’de ve hadis-i şeriflerde faiz kesin bir şekilde haram kılınmıştır. Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de faizle ilgili ayetler:

Faiz yiyenler, ancak şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkarlar. Bu, onların, “Alışveriş de faiz gibidir” demelerinden dolayıdır. Oysa Allah, alışverişi helâl, faizi haram kılmıştır. Bundan böyle kime Rabbinden bir öğüt gelir de (o öğüte uyarak) faizden vazgeçerse, artık önceden aldığı onun olur. Durumu da Allah’a kalmıştır (Allah, onu affeder.) Kim tekrar (faize) dönerse, işte onlar cehennemliklerdir. Orada ebedî kalacaklardır.

(Bakara Sûresi, 275)

Allah, faiz malını mahveder, sadakaları ise artırır (bereketlendirir). Allah, hiçbir günahkâr nankörü sevmez. Şüphesiz iman edip salih ameller işleyen, namazı dosdoğru kılan ve zekâtı verenlerin mükâfatları Rableri katındadır. Onlara korku yoktur. Onlar mahzun da olmayacaklardır.

(Bakara Sûresi, 276,277)

Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve eğer gerçekten iman etmiş kimselerseniz, faizden geriye kalanı bırakın. Eğer böyle yapmazsanız, Allah ve Resûlüyle savaşa girdiğinizi bilin. Eğer tövbe edecek olursanız, anaparalarınız sizindir. Böylece siz ne başkalarına haksızlık etmiş olursunuz, ne de başkaları size haksızlık etmiş olur.

(Bakara Sûresi, 278,279)

Ey iman edenler! Kat kat arttırılmış olarak faiz yemeyin. Allah’a karşı gelmekten sakının ki kurtuluşa eresiniz.

(Âl-i İmrân Sûresi, 130)

Yahudilerin yaptıkları zulüm ve birçok kimseyi Allah yolundan alıkoymaları, kendilerine yasaklanmış olduğu hâlde faiz almaları, insanların mallarını haksız yere yemeleri sebebiyle önceden kendilerine helâl kılınmış temiz ve hoş şeyleri onlara haram kıldık. İçlerinden inkâr edenlere de acı bir azap hazırladık.

(Nisâ Sûresi, 160,161)

İnsanların malları içinde artsın diye faizle her ne verirseniz, Allah katında artmaz. Ama Allah’ın hoşnutluğunu isteyerek her ne zekât verirseniz; işte bunu yapanlar sevaplarını kat kat arttıranlardır.

(Rûm Sûresi, 39)

Aranızda birbirinizin mallarını haksız yere yemeyin. İnsanların mallarından bir kısmını bile bile günaha girerek yemek için onları hâkimlere (rüşvet olarak) vermeyin.

(Bakara Sûresi, 188)

Ey iman edenler! Mallarınızı aranızda batıl yollarla yemeyin. Ancak karşılıklı rıza ile yapılan ticaretle
olursa başka. Kendinizi helâk etmeyin. Şüphesiz Allah, size karşı çok merhametlidir. Kim haddi aşarak ve zulmederek bunu yaparsa, onu cehennem ateşine atacağız. Bu, Allah’a pek kolaydır. Eğer size yasaklanan (günah)ların büyüklerinden kaçınırsanız, sizin küçük günahlarınızı örteriz ve sizi güzel bir yere koyarız.

(Nisâ Sûresi, 29,30,31)

>>>> Faizle İlgili Hadisler <<<<<

İçerik: Kuran’da faiz ayetleri, Kuranda faizli ile ilgili ayetler, Kuranda faiz yiyenin durumu, Kuran’da faiz kelimesi geçiyor mu

Kur’an-ı Kerim Zümer Sûresi PDF İndir

Kur’an-ı Kerim Zümer Sûresi İndir (PDF)

Mekke döneminde inmiştir. 75 âyettir. Sûre, adını 71 ve 73. âyetlerde geçen “Zümer” kelimesinden almıştır. Zümer; zümreler, gruplar demektir. Sûrede başlıca, göklerde ve yerde Allah’ın birliğini gösteren deliller, mü’minlerin cennete, kâfirlerin cehenneme sevk edilecekleri konu edilmekte; kullar, ölüm gelip çatmadan Allah’a yönelmeye çağrılmaktadır.

Kur’an-ı Kerim Rahle Boy, Bilgisayar Hatlı Zümer Sûresi PDF dosyasını indirerek, internet bağlantısı olmaksızın okuyabilirsiniz.

Kur’an-ı Kerim Zümer Sûresi PDF Dosyası:

İNDİR Kur’an-ı Kerim Zümer Sûresi PDF İndir
Kur’an-ı Kerim Zümer Sûresi PDF İndir

Zümer Sûresi .zip Uzantılı Dosyası:

İNDİR Kur’an-ı Kerim Zümer Sûresi PDF İndir (ZIP)
Kur’an-ı Kerim Zümer Sûresi PDF İndir (ZIP)

Kuran Zümer suresi indir arapça, Zümer suresi indir pdf, kuran Zümer 39.suresi, bilgisayar hatlı Zümer suresi indir pdf

Kur’an-ı Kerim Zuhruf Sûresi PDF İndir

Kur’an-ı Kerim Zuhruf Sûresi İndir (PDF)

Mekke döneminde inmiştir. 89 âyettir. Sûre, adını 35. âyette geçen “Zuhruf” kelimesinden almaktadır. Zuhruf; yaldız, mücevher, dünya hayatının geçici menfaati anlamlarına gelir. Sûrede başlıca tevhit, iman ve vahyin getirdiği hakikatler ile insanların bu hakikatlere ters düşecek şekilde sırf geçici dünya menfaatlerine bağlanarak sergiledikleri çelişki vurgulanmakta, batıla karşı çıkan ve hakkı tutan şahsiyetler olarak İbrahim, Mûsâ ve İsa peygamberlerden söz edilmektedir.

Kur’an-ı Kerim Rahle Boy, Bilgisayar Hatlı Zuhruf Sûresi PDF dosyasını indirerek, internet bağlantısı olmaksızın okuyabilirsiniz.

Kur’an-ı Kerim Zuhruf Sûresi PDF Dosyası:

İNDİR Kur’an-ı Kerim Zuhruf Sûresi PDF İndir
Kur’an-ı Kerim Zuhruf Sûresi PDF İndir

Zuhruf Sûresi .zip Uzantılı Dosyası:

İNDİR Kur’an-ı Kerim Zuhruf Sûresi PDF İndir (ZIP)
Kur’an-ı Kerim Zuhruf Sûresi PDF İndir (ZIP)

Kuran Zuhruf suresi indir arapça, Zuhruf suresi indir pdf, kuran Zuhruf 43.suresi, bilgisayar hatlı Zuhruf suresi indir pdf