Kuran’da Şehitlik İle İlgili Ayetler

Kuran’da Şehitlik İle İlgili Ayetler

Âl-i İmrân suresinde şehitlerin ölmediklerini, bilakis diri oldukları beyan edilmektedir.

İbni Abbâs (Radıyallâhu Anhümâ)’dan rivayet edilen bir hadîs-i şerîfte Rasûlûllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

“Uhud’da kardeşleriniz şehit olunca, Allah onların ruhlarını bir takım yeşil kuşların içine yerleştirmiştir ki, böylece onlar cennet nehirlerine uğrayıp oranın meyvelerinden yemişler, sonra Arş’ın gölgesinde asılmış olan altın kandillere dönmüşlerdir. Onlar yiyeceklerinin, içeceklerinin ve kaldıkları yerin güzelliğini görünce: ‘Bizim cennette rızıklandırılan birtakım diriler olduğumuzu bizden taraf onlara kim ulaştırsa ki, cihada karşı soğuk durmasalar ve harp ânında korkup kaçmasalar?’ demişler, Allâh-u Te’âlâ: ‘Sizden taraf Ben onlara bu tebliği yaparım!’ buyurmuş ve bu âyet-i celîleleri inzâl buyurmuştur.”

(Rûhu’l-Furkan Tefsiri, no: 259, 4/344)

Âl-i İmrân suresindeki 169., 170., 171., 172., 173. ve 174. ayetlerin meali şöyledir:

Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanma. Bilakis onlar diridirler, Rableri katında Allah’ın, lütfundan kendilerine verdiği nimetlerin sevincini yaşayarak rızıklandırılmaktadırlar. Arkalarından kendilerine ulaşamayan (henüz şehit olmamış) kimselere de hiçbir korku olmayacağına ve onların üzülmeyeceklerine sevinirler.

(Âl-i İmrân, 3/169,170)

(Şehitler) Allah’ın nimetine, keremine ve Allah’ın, mü’minlerin ecrini zayi etmeyeceğine sevinirler. Onlar yaralandıktan sonra Allah’ın ve Peygamberinin davetine uyan kimselerdir. Onlardan güzel davranıp iyilik edenlere ve Allah’a karşı gelmekten sakınanlara büyük bir mükâfat vardır. Onlar öyle kimselerdir ki, halk kendilerine, “İnsanlar size karşı ordu toplamışlar, onlardan korkun” dediklerinde, bu söz onların imanını artırdı ve “Allah bize yeter, O ne güzel vekildir!” dediler. Bundan dolayı Allah’tan bir nimet ve lütufla kendilerine hiçbir fenalık dokunmadan geri döndüler ve Allah’ın rızasına uydular. Allah, büyük lütuf sahibidir.

(Âl-i İmrân, 3/171,172,173,174)

Ahzâb Suresi’nin 23. ve 24. ayetinde ise savaşa girmiş olup da şehit olan bazı kimselerle henüz şehit olmamış kimselerden söz edilmektedir; “Ben şehit olana kadar kâfirlerle cihat edeceğim” diyerek yapmış olduğu adağını yerine getirenler (ki Hamza ve Mus’ab (Radıyallâhu anhümâ) onlardandır), içlerinden bir kısmı da şehâdet şerefine nâiliyeti beklemektedir (ki, Osman ve Talha (Radıyallâhu anhü mâ) bunlardandır). Allâh’ın sözlerinde sâdık kimseleri sadâkatleri sebebiyle mükâfatlandıracağı açıklanmaktadır.

Ahzâb suresindeki 23. ve 24 ayetlerin meali şöyledir:

Mü’minlerden öyle adamlar vardır ki, Allah’a verdikleri söze sâdık kaldılar. İçlerinden bir kısmı verdikleri sözü yerine getirmiştir (şehit olmuştur). Bir kısmı da (şehit olmayı) beklemektedir. Verdikleri sözü asla değiştirmemişlerdir.

(Ahzâb, 33/23)

Bunun böyle olması Allah’ın, doğruları, doğrulukları sebebiyle mükâfatlandırması, dilerse münafıklara azap etmesi yahut onların tövbesini kabul etmesi içindir. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.

(Ahzâb, 33/24)

Kaynaklar:
Kur’an-ı Kerim Meâli, Diyanet İşleri Başkanlığı
Kuran-ı Mecid ve Tefsirli Meâl’i Alisi, Mahmut Ustaosmanoğlu Efendi Hazretleri

İçerik: Kuran’da şehit ayetleri, Kuranda şehitlik ile ilgili ayetler, Kuranda şehitlik mertebesi, Kuran’da şehit kelimesi geçiyor mu

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.